KASTEN öLDÜRME

KASTEN öLDÜRME

Eyyüp Çırakoğlu - 1 yıl önce - Ceza Hukuku - 314


KASTEN ÖLDÜRME

Türk Ceza Kanunu’nun 81. Maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçu bir kişinin bilerek ve isteyerek öldürülmesini ifade etmektedir. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. TCK 82. madde bu suçun nitelikli hallerini TCK 83. madde ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi hususunu düzenlemektedir. Bu noktada önemli olan şey bilme ve istemeyi bünyesinde barındıran “kast” unsurudur. Kişi icra ettiği hareketin ortaya çıkaracağı ölüm neticesini biliyorsa ve bu neticenin ortaya çıkması yönünde bir arzu duyuyorsa kasttan bahsedilebilir. Bu noktada kastın türü bir önem arz etmemektedir. Kişi bir hareketi icra ederken bu hareketin ölüm neticesini doğuracağını bilmiyorsa ve bu neticenin doğması yönünde bir iradeye sahip değilse icra edilen fiil kast olmaktan çıkmakta “taksir” kavramı kapsamına girmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 81-82 ve 83. Maddesi ile koruma altına alınmak istenen hukuki değer ise kişilerin yaşama hakkıdır.

Kasten Öldürme Suçunun Fail ve Mağduru Kimler Olabilir?

Fail veya mağdur açısından herhangi bir özgü yan söz konusu değildir. Doğan ve yaşamakta olan herkes tarafından yaşamakta olan herkese karşı işlenebilen bir suçtur. Herkes bu suçun faili olabildiği gibi herkes bu suçun mağduru da olabilmektedir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus anne karnındaki ceninin bu suça konu olup olamayacağıdır. Anne karnındaki cenin  kasten öldürme suçunun konusunu oluşturmamaktadır. Anne karnındaki gelişim süresi 10 haftanın üzerinde olan ceninin ölümüne neden olunması halinde Kasten Öldürme değil Türk Ceza Kanunu’nun 99. Maddesinde düzenlenmiş olan Çocuk Düşürtme suçunun oluşmasına neden olacaktır. Çocuğun yeni doğmuş ve hayatta kalma şansının çok düşük olması yahut hayatta kalmasının imkansız olması gibi durumlarda dahi çocuğun ölümüne sebep olmak Kasten Öldürme suçunun ortaya çıkmasına neden olacaktır. 

Kasten öldürme Suçu Nasıl İşlenir?

Bazı suçların hangi hareketlerle işleneceği kanunda açıkça belirtilmiştir. Bu suçlara seçimlik hareketli suçlar denilmektedir. Fail kanunda belirtilen hareketlerden herhangi birini yaptığı taktirde suçun icra hareketlerini tamamlamış sayılmaktadır. Buna mukabil kanunda nasıl ve hangi hareketlerle işleneceği belirtilmeyen suçlar da vardır. Kasten Öldürme suçu bu suçlardan biridir. Kanun kasten öldürme suçunu işleyen failin hangi hareketleri icra ettiği halde bu suça mahal vereceğini düzenlememiş; neticeyi ortaya çıkaracak olan herhangi bir hareketi suçun icra hareketi saymıştır. Bu tür suçlara da serbest hareketli suçlar denilmektedir. Yani Kasten Öldürme Suçu, icra hareketleri nasıl ve ne şekilde olursa olsun ölüm neticesi gerçekleştiği taktirde oluşacaktır. 

Kasten Öldürme Suçunun Nitelikli Halleri

Kasten öldürme suçunun 11 adet ağırlaştırıcı hali Türk Ceza Kanunda belirtilmiştir. Bu halleri Kanun metni altında incelemek daha doğru olacaktır.

Nitelikli haller

Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun;

a)Tasarlayarak,

Öncelikle belirtmek gerekmektedir ki bu maddede geçen tasarlama kavramının tam olarak neyi ifade ettiği kanunda zikredilememiştir. Bu sebeple bu kavramın neye karşılık geldiği Yargıtay kararları ile anlaşılmaktadır. Yargıtay’a göre tasarlama failin suç işleme kastını gerçekleştirmek için bir plan doğrultusunda hareket etmesidir. Bu planın suç işleme kararından hemen sonra uygulanması ya da araya belirli bir zaman girmesi bu noktada önem arz etmektedir. Tasarlamanın varlığından bahsedebilmek adına suç işleme kararı ilke icra hareketlerini gerçekleştirme arasında makul bir süre olmalıdır. Fail bu süre içerisinde bir plan yapmalı ve bu plan neticesinde soğukkanlı bir şekilde suç teşkil eden fiili icra etmelidir. Fail seçmiş olduğu kurbanı öldürmek için bir plan yapmış ve bu plan doğrultusunda hareket ederek icra hareketlerini gerçekleştirmiş ve bunun da neticesinde ölüm neticesi doğmuş ise bir tasarlama söz konusudur ve kasten öldürme suçunun ağırlaştırıcı hali ortaya çıkmıştır. Tekraren değinmek gerekirse bu noktada önem arz eden hususlar failin bir kişiyi öldürmesi, bu işi bir plan doğrultusunda yapması ve öldürme kararı ile öldürme fiili arasında failin psikolojik bir dinginliğe ulaşmasına yetecek kadar makul bir süre bulunması gerekmektedir. Bu üç şart birlikte sağlandığı taktirde tasarlayarak adam öldürme suçu işlenmiş olacaktır.  

b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,

Canavarca his failin öldürdüğü kişiye acı çektirmesi ve bundan bir tatmin sağlamasıdır. İcra hareketlerinin şekli ne denli marjinal olursa olsun  kanun maddesinin aradığı olgu icra hareketlerinin niteliği değildir. Bu noktada kanun güdüsel bir canavarca histen bahsetmektedir. Yani bir insanı öldürürken kullanılan yöntemler canavarca hisle öldürme noktasında yeterli bir argüman değildir.  Eziyet çekerek öldürme ise failin seçmiş olduğu kurbanın ölürken maksimum acı ve ıstırap duymasını arzu etmesi ve buna yönelik fiiller icra etmesidir. Bir kişinin yakılarak, parçalanarak, ezilerek öldürülmesi eziyet çektirerek öldürmeye örnektir. Buna kendini tatmin etmek için öldürmek veya ölen kişinin acı çekmesinden keyif almak için öldürmek ise canavarca hisle öldürmeye örnektir. 

c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya

kimyasal silah kullanmak suretiyle,

Maktulün kanun metninde sayıldığı üzere yangın çıkarılarak, su baskınına sebep olarak, çeşitli bombalı eylemlere maruz bırakarak ya da kimyasal veya biyolojik silahlar ile öldürülmesi de ağırlaştırıcı bir hal olarak karşımıza çıkmaktadır. 

d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı,

Kasten öldürme suçunun üstsoy, altsoy, eş, eski eş veya kardeşe karşı işlenmesi de cezayı  ağırlaştıran hallerden biridir. Burada önemli olan husus evlenme yolu ile kazanılan akrabalıkların bu fıkra çerçevesinde değerlendirilmeyeceğidir. Bu fıkrada sayılan kişilerin öldürülmesinin ağırlaştırıcı hal sayılmasının sebebi failin bu kişilerin yanına kolayca yaklaşabilmesi, bu kişiler ile arasında bulunun ilişkiler sebebiyle maktullerin faile karşı kendilerini savunma noktasında bilinçsiz ve çaresiz olmalarıdır. Yani bu insanlarla failin kurmuş olduğu ilişkilerin failin suç işleme iradesi kapsamında suiistimal edilmeye açık olması bu fıkrayı doğurmuştur. 

e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan

kişiye karşı,

Bu fıkrada sayılan insan grupları kendilerini savunma noktasında dezavantaja sahip olan gruplardır. Bu sebeple bu insanların öldürülmesi diğer insanlara nazaran daha kolay olabilmektedir. Bu durum bu insanların yaşam haklarının korunması için farklı bir önlem almayı gerekli kılmıştır. Bu sebeple de kasten öldürme suçunun bu insanlara karşı işlenmesi ağırlaştırıcı hal kapsamında değerlendirilmiştir. 

f) (Değişik:12/5/2022-7406/2 md.) Kadına karşı,

Kasten öldürme suçunun kadına karşı işlenmesi hali de ağırlaştırıcı bir haldir. Bu noktada kadının fiziki yapısı, yaşı, hamile olması ya da diğer özellikleri herhangi bir fark yaratmamaktadır. Maktulün kadın olması durumunda fail ağırlaşmış bir ceza ile karşı karşıya kalacaktır.

g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

Bu fıkra ile kamu görevini icra eden kamu görevlilerinin can güvenliğini bir üst perdeden korumak amacı ile düzenlenmiştir. Bunun yanında bir kasten öldürme suçunun bu fıkra kapsamında ağırlaştırıcı hal olarak nitelenmesi için öldürülen kişinin kamu görevlisi olması tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda icra etmiş olduğu kamu görevi nedeniyle öldürülmüş olması gerekmektedir. Yani sözgelimi trafikte kavga eden iki kişiden birinin diğerini öldürdüğü ve maktulün de kamu görevlisi çıktığı olası bir senaryoda işlenmiş olan suç bu fıkra kapsamında değerlendirilmeyecektir. Çünkü maktulün öldürülme sebebi icra ettiği kamu görevi değildir. 

h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,

Böylesi bir durumda kasten öldürme araç fiil konumuna indirgenmiştir. Yani başka bir amaca ulaşmak için araç olarak kullanılmaktadır. Amaç fiil ise Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamaktır. Tartışılan önemli bir husus ise bu halde sadece tek amaç fiilin ortaya çıkardığı neticeden dolayı mı yoksa araç ve amaç fiilin ortaya çıkardığı neticelerden ayrı ayrı mı ceza verileceğidir. Bu noktada amaç fiilin gerçekleşip gerçekleşmediği önem arz etmektedir. Eğer araç fiil gerçekleştirilmiş ve cinayet işlenmiş ama amaç fiil gerçekleştirilememişse araç fiilin doğurduğu suçu cezalandırmak mümkündür. Yani araç fiili cezalandırmak amaç fiilin gerçekleşip gerçekleşmemesine bağlı değildir. 

i) (Ek:29/6/2005 - 5377/9 md.)Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,

İnfial kavramı, içinde öfke ve yoğun hayal kırıklığı da barındıran çöküntü , isyan , karşı çıkmak olarak tanımlanabilir. Başka bir suçu işlemeye çalışmış olan fail bunu başaramayınca infial haline kapılmalı ve kasten öldürme suçunu işlemelidir. 

j) Kan gütme saikiyle,

Kan davaları sosyolojik bir bozukluğun tezahürüdür. Kanun koyucu bunu bir ağırlaştırıcı hal kabul ederek bu bozukluğa müdahale etmek istemiştir. Kan davası sebebiyle işlenen cinayetleri diğerlerinden ayıran iki unsur vardır. Bu unsurlardan biri görev bilinci diğeri ise öç alma arzusudur. 

k) Töre saikiyle,

Kasten Öldürme suçunun töre saikiyle işlenmesi de kan gütme saikiyle işlenmesi gibi sosyolojik bir bozukluktur. Kanun koyucu bu bozukluğu düzeltmek adına bu iki hali ağırlaştırıcı hal saymıştır. Töre saikiyle işlenen cinayetlerde görev bilinci varken öç alma arzusu söz konusu değildir. 

Kasten Öldürme suçunun ağırlaştırıcı hali söz konusu olduğunda verilecek ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. 

Kasten Öldürme Suçu İle Hukuka Uygunluk Sebepleri Bir Araya Gelir mi?

Türk Ceza Kanunu’nda dört adet hukuka uygunluk sebebinden bahsedilmektedir. 

  1. Kanunun Hükmünü Yerine Getirme (TCK m.24/1),
  2. Meşru Savunma (Müdafaa) (TCK m.25/1),
  3. Hakkın Kullanılması (TCK m.26/1),
  4. İlgilinin Rızası (TCK m.26/2).

Bu hukuka uygunluk sebeplerinden Kanun Hükmünü Yerine Getirme ve Meşru Savunma kasten öldürme suçu söz konusu olduğunda gündeme gelebilmektedir.

Kasten Öldürme Suçu Teşebbüse Elverişli midir? 

Kasten öldürme suçu teşebbüse elverişlidir. Bunun nedeni bu suçun neticesi harekete bitişik bir suç olmamasıdır. Yani icra hareketleri ve suçun oluşması arasına belirli bir zaman dilimi girebilmektedir. Sözgelimi, yol ortasından vurulan bir şahıs hastaneye kaldırıldıktan üç gün sonra ölebilmektedir. İcra hareketleri ortaya koyulduğu halde netice gerçekleşmemişse bu noktada teşebbüs söz konusu olmaktadır. Bu noktada icra hareketleri neticesinde ölmeyen bir kişiye karşı failin kastım öldürmek değil yaralamaktı demesi uygulamada karşılaşılan bir durumdur. Böyle bir durumda mağdurun darbeyi vücudunun neresinden aldığı, failin sergilemiş olduğu icra hareketlerinin öldürmeye yönelik olup olmadığı gibi hususlar incelenmektedir.

Kasten Öldürme Suçunda Hata 

Kasten öldürme suçunda maktulün kimliği noktasında bir hata yapılsa bile suç oluşmuştur. Buna mukabil bazı durumlarda verilecek ceza değişkenlik gösterebilmektedir. Bir örnek ile açıklamak gerekirse; Failin annesini öldürmek için ateş etmesi sonucu yanlışlıkla babasını öldürdüğü olası bir senaryo ele alalım. Böylesi bir durumda kasten öldürme suçu hiç şüphesiz oluşmuştur. Buna mukabil Kasten Öldürme suçunun üst soya karşı işlenmesi bir ağırlaştırıcı haldir. Yani fail annesini öldürmüş olsaydı suçun ağırlaşmış halinden cezalandırılacaktı. Fakat hata neticesinde babasını öldürdüğü için bu ağırlaştırıcı hal ile karşılaşmayacaktır. 

Kasten Öldürme Suçunda Sapma

Hedefte sapma ve hata konusunu birbirinden ayırmak gerekmektedir. Hata iradenin oluşumu esnasında ortaya çıkmakta iken sapma irade fiziki aleme yansıdıktan sonra ortaya çıkmaktadır. Sapma çift ve tek neticeli sapma olarak ikiye ayrılabilir. Fail bir kişiyi öldürmek için ateş açar ama başka biri ölür. Bu tek neticeli sapmadır. Buna mukabil fail birini öldürmek için ateş açar öldürmek istediği kişi yaralanır bir başka kişi ise ölür. Bu da çift neticeli sapmadır. Çift neticeli sapmada fail Kasten Öldürme ve Kasten Öldürmeye Teşebbüs suçundan ayrı ayrı cezalandırılır. 

 

Kasten Öldürme Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesi

Bu konunun Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendiği madde şu şekildedir: Madde 83- (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.

(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;

a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,

b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması, gerekir.

(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine on beş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.

Bir suç temelde ihmali ve icrai hareketlerle işlenebilmektedir. İcrai hareketler suçu işlemek için gerekli olan hareketlerdir. Bu hareketler sergilenir ve netice doğarsa suç işlenmiş olur. İhmali hareketler ise bir kişinin yapması gereken bir hareketi yapmamasıdır. Bu davranış neticesinde de suç ortaya çıkabilmektedir. Bu tür suçlara ihmal suretiyle icra suçları da denilmektedir. İhmal suretiyle icra suçlarını ihmal suçlarıyla karıştırmamak gerekmektedir. İhmal suçları icrai olarak işlenememektedir. İhmal suretiyle icra suçları ise icrai olarak işlenebilen bir suçun ihmali olarak işlenmesidir. Yani ihmal suçları gerçek ihmal suçları iken ihmal suretiyle icra suçları görünüşte ihmal suçlarıdır. 

 

Fail ve Mağdur Açısından İhmal Suretiyle Kasten Öldürme

Mağdur açısından herhangi bir özgü yan yoktur. Herkes bu suçun mağduru olabilmektedir. Fail açısından bakılacak olduğu taktirde ise bu suç tipinde özgü yanlar söz konusu olacaktır. Bir hareketin yapılmaması sebebiyle bir kişiyi ortaya çıkan neticeden sorumlu tutabilmek için sorumlu tutulacak kişinin o hareketi yapmakla yükümlü olması gerekmektedir. Bu yükümlülük kanundan ya da sözleşmeden kaynaklanabileceği gibi öngelen tehlikeyi yaratmaktan da kaynaklanabilir. 

Yükümlülüğün kanundan kaynaklanması halinde bu kanunun hangi kanun olduğunun bir önemi yoktur. Herhangi bir kanundan doğabilmektedir. Örneğin bir anne çocuğunu emzirmeyerek çocuğun ölümüne neden olmuş olabilir. İcrai olarak işleyebileceği bir suçu ihmali olarak işlemiştir. Bu noktada annenin kanundan doğan çocuğa bakma yükümlülüğü söz konusudur. Bu sebeple çocuğu emzirmeyerek çocuğun ölümüne sebep olması halinde ihmal suretiyle kasten öldürme suçunun faili olacaktır. 

Yükümlülüğün sözleşmeden doğan bir yükümlülük olması ve bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi de bu suça mahal vermektedir. Bir plajda cankurtaran olarak işe başlayan bir kişinin boğulma tehlikesi geçiren insanları kurtarması sözleşmeden gelen bir yükümlülüktür. Bu yükümlülük ihlal edilir ve boğulmakta olan bir kişiye müdahale edilmezse ihmal suretiyle kasten öldürme suçu ortaya çıkacaktır. Pek tabi sözleşmenin gereklerini yerine getirmek imkansız olmamalıdır. Yukarıda bahsedilen senaryo göz önüne alındığında denizde çok sayıda köpek balığı gözüktüğünü varsayarsak cankurtaranın o denize girmesi beklenemeyecektir. Bu sebeple doğan neticeden de sorumlu olmayacaktır. 

Kişi sergilemiş olduğu bir hareketle başka bir kişiye karşı tehlike yaratmış olabilir. Örneğin hızla giden bir araba herhangi bir yayaya çarparsa sürücünün önünde iki seçenek vardır. Öylece bırakıp olay yerinden kaçmak ya da yayayı hastaneye götürmek veya onun için ambulans çağırmak. Bu örnekte yaya için ortaya çıkan tehlikeyi sürücü bizzat kendisi yaratmıştır. Bu sebeple yayayı hastaneye kaldırmak ya da gerekli girişimlerde bulunmak sürücünün yükümlülüğü haline gelmiştir. Sürücü bu yükümlülüğe uygun davranmaz ve yayayı hastaneye kaldırmazsa yaya öldüğü taktirde ihmal suretiyle kasten öldürme suçunun faili olacaktır. 

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçunda Hukuka Uygunluk Sebepleri

Bilinen anlamdaki hukuka uygunluk sebepleri bu suç söz konusu olduğunda bir anlam ifade etmemektedir. Buna mukabil bu suça özgü bir hukuka uygunluk sebebinin varlığından bahsedilebilecektir. Buna “yükümlülüklerin çatışması” denilmektedir. Yükümlülükler bazen çatışmaktadır. Bir kaza sonrası hastaneye gelen iki yaralının durumlarının ağır olduğu ama birinin kurtarılma ihtimalinin olduğu bir senaryoda doktorun kurtulma imkanı olmayan yaralıya değil de kurtulma imkanı olan yaralıya müdahale etmesi söz konusu olduğunda doktor suçlanamayacaktır. Görüldüğü üzere burada yükümlülükler çatışmıştır. Bu çatışmanın söz konusu olması için kurtarılmak istenen değerlerin eşit olması gerekir. Yani bir hayvan ve insan arasında kalıp hayvanın kurtulma ihtimali daha fazla diye insanı ölüme terk etmek bu kapsamda değerlendirilemeyecektir. 

Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine on beş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.

 

 

YORUMLAR
YAZAR
eyyup-cirakoglu-1672306851.png

Eyyüp Çırakoğlu

ARA
REKLAM
EN ÇOK OKUNANLAR
BÜLTEN ABONELİĞİ

Son paylaşılan makalelerden, anında haberdar olmak için bültene katılın.

Sosyal Bağlantılar
hukukmirasim
hukukmirasim
hukukmirasim